“The Secret” ile Zenginleşmek

“Sır”rın en kolay denenebileceği alanların başında para kazanmak geliyor aslında. “Tavuk Suyuna Çorba” serileriyle şu anda dünyadaki en zengin yazarlardan birisi olan Jack Kanfield’ın hikayesinden etkilenen bir “The Secret” okuru bunu denemek istemiş ve İş Bankası’ndaki hesap ekstresinin bakiye kısmına eliyle görmek istediği rakamı yazmış. Öncelikle amacı deneme yapmak olduğu için on bin ytl gibi bir rakamla başlamış ve ekstre kağıdını çalışma masasının önündeki duvara asmış. Bunu yaparken bu parayı nasıl kazanacağı konusunda en ufak fikri bile yokmuş. Bu eyleminden sonra bir anda para akışının hızlanmaya başladığını görmüş, aklına bile gelmeyen bir iş kolunda çalışma fırsatı yakalamış ve ekstreyi duvara asmasının daha üçüncü ayında bu paranın hesabında olduğunu şaşkınla görmüş. Şu anda duvarında iki yüz elli milyarlık bir ekstre duruyormuş ve eninde sonunda onu göreceğim hesabımda, ama bunu nasıl başaracağım konusunda hiçbir fikrim yok yorumunu yaptı bize.

İşte sizlere defalarca denenmiş ve gerçekten de işe yarayan bir zenginleşme taktiği. Tamamen insanın isteme gücü ve çekim yasasının bu isteğe yanıt vermesinden ortaya çıkıyor. Bizler bir isteğimiz olduğunda hemen “peki ama nasıl? “ sorusuna takılırız ve “nasıl?”a çok fazla takıldığımız için sonucu göremeyiz. Çok güzel bir hikaye vardır: Tanrı kuluna demiş ki; sen benden ne istiyorsan beyaz bir kağıda yaz ve istek kutuna bırak. Ama bunun nasıl gerçekleşeceğine kafanı sakın yorma, sen sadece sonucu elde edeceğini bil, ben sana bunun yolunu yaparım.

Hemen şimdi deneyebileceğiniz bir “The Secret” taktiği verdik sizlere. Alın elinize hesap ekstrenizi ve bakiye kısmına istediğiniz rakamı yazın. (Tabii oturup Türkiye’nin bütçe açığını kapamaya yönelik bir rakam da olmasın bu, kendi ihtiyacınızı yazın.) Sonra bu kağıdı her gün görebileceğiniz bir yere asın ve hesapta bu rakamı göreceğiniz zamanı ve o zaman neler hissedeceğinizi hayal edin. Bunu her gün yapın ama. Bakalım neler olacak, neler değişecek?


“Sır” benim için gerçek bir dönüşüm oldu; çünkü ben, zengin insanların başkalarını kazıkladığını ve ancak birilerini aldatarak zengin olunduğunu düşünen bir babayla büyüdüm. Büyüyene kadar paraya dair bir sürü olumsuz düşünce geliştirdim: Para insanı bozar, ancak kötü insanlar para sahibi olur, para ağaçta mı yetişiyor vb. Sonra ruhsal öğretmenim bana: “Büyük bir hedef belirlemeni istiyorum, öyle büyük olsun ki elde edince seni çıldırtsın ve ona ulaşmanın tek yolunun da sana öğrettiğim yol olduğunu anlamanı sağlasın” dedi. O günlerde yılda sekiz bin dolar kazanıyordum ve “Yılda yüz bin dolar kazanmak istiyorum” dedim. Bunu nasıl başaracağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir stratejim olmamasına, hiç ihtimal vermememe rağmen; “Bunu ifade edeceğim, buna inanacağım, bu doğruymuş gibi davranıp, inancımı evrene yayacağım” dedim ve öyle yaptım.

Her gün gözlerimi kapayarak, hedeflerime şimdiden ulaşmış olduğumu zihnimde canlandırıyordum. Elime bir dolarlık bir banknot aldım ve yanına beş sıfır çizerek onu yüz bin dolarlık bir banknot haline getirdim ve tavana yapıştırdım. Artık her uyandığımda gördüğüm ilk şey o banknot oluyordu. Böylece otuz gün geçti ve hiçbir şey olmadı. Derken bir gün duş yaparken aklıma bir fikir geldi. Yazmış olduğum bir kitap vardı ve onun sayesinde böyle bir para kazanabileceğim hiç aklıma gelmemişti. Fakat kitabın tanıtılması gerekiyordu ve markette “National Enquirer” gazetesini gördüm. Daha önce o gazeteyi defalarca görmeme rağmen hiç dikkatimi çekmemişti. “Kitabım bu gazetede tanıtılırsa, kitabım çoksatar ve yüz bin dolarıma kavuşurum.” diye düşündüm. Aradan altı hafta geçti ve bir konferansımdan sonra bir kadın yanıma yaklaştı ve “Harika bir konuşmaydı, sizinle röportaj yapmak isterim, ben National Enquirer gazetesindenim.” dedi. Şaşkınlık içindeydim. Sonra beklenen tanıtım geldi ve kitabım satılmaya başladı. Bu kişi de dahil olmak üzere, bütün bu olayları ve insanları hayatıma ben çekmiştim. Kısa keselim, o yıl yüz bin dolar kazanamadım, doksan iki bin üç yüz yirmi yedi dolar kazandım. Sonra eşimle “Yüz bin dolarda yarıyorsa milyon dolarda da yarar” diye düşündük. Yayıncım, ilk “Tavuk Suyuna Çorba” kitabımın telifi içi bana bir milyon dolarlık bir çek keserken, çekin üzerine gülen bir yüz yapmıştı, çünkü hayatı boyunca yazdığı ilk milyon dolarlık çekti.
(The Secret – Sayfa 95 – 98)

Paranın “Sır”rı

– Parayı kendinize çekmek için varlığa odaklanın. Parasızlığa odaklanarak, hayatınıza para getirmeniz imkansızdır.

– Hayal gücünüzü kullanarak sahip olmak istediğiniz paraya zaten sahipmiş gibi yapmanız faydalı olacaktır. Servet sahibi olmaya dair oyunlar oynayarak kendinizi para konusunda daha mutlu hissedersiniz ve siz kendinizi mutlu hissettikçe para hayatınıza daha çok akar.

– Mutlu olmak, parayı hayatınıza çekmenin en hızlı yoludur.

– Beğendiğiniz her şeye bakarak kendi kendinize; “Buna gücüm yeter. Bunu satın alabilirim.” deyin. Böylece düşünce biçiminiz değişecek, para konusunda kendinizi daha iyi hissetmeye başlayacaksınız.

– Hayatınıza daha çok para getirmek için, para verin. Para konusunda cömert davranıp, paylaştıkça mutlu olursanız; evrene “Çok param var” mesajını vermiş olursunuz ve bu da size olumlu yansıyacaktır.

– Düşüncelerinizin dengesini varlıktan yana değiştirin. Servet düşünün.

“Secret”ı izledikten ve okuduktan sonra öncelikle tüm dileklerimi buzdolabımın üstüne yapıştırdım, sonra da bunların gerçekleştiğini yürekten hissettim. Çok kısa bir süre içinde uzun yıllardır çalıştığım işyerinde yönetim değişikliği oldu ve terfi etmeyi beklerken bu pozisyona başka birini getirdiler. Olumlu düşünmeyi bırakmadım, kendime inandım ve istifa ettim. Onca yılı geride bırakırken yapılan haksızlığı düşünmek yerine sadece yeni yaşamın ne kadar iyi olacağını düşündüm. İstifa kararımı söylediğim andan itibaren birçok firmadan çok iyi iş teklifleri aldım. Ama içimdeki ses hiç birini kabul etmedi. Ayrılmamdan kısa bir süre sonra kariyerim için çok iyi bir iş teklifi aldım ve yeniden çalışmaya başladım. Buzdolabıma resmini yapıştırdığım arabaya çok benzeyen bir araba aldım. Vermek istediğim fazla kiloları verdim. Uzun yıllar sonra gerçekleştirebileceğimi düşündüğüm hayallerimdeki tatili yaptım.

K. G. (Üst Düzey Yönetici – İstanbul)