1- Burnunuzdan derin nefesler alın: Burundan aldığınız nefes, doğrudan beynin fonksiyonlarına etki eder. Kanın, dolayısıyla da beynin oksijen açısından zenginleşmesini sağlar. Kandaki oksijen miktarı azaldığında beyin fonksiyonlanında da gözle görünür bir azalma söz konusu olur.

2- Günlük tutun: Yazar Catharine M. Cox’un “300 Dahinin Erken Dönem Zihinsel Özellikleri” isimli kitabında Newton, Einstein, Thomas Jefferson gibi süper beyinlerin alışkanlıklarını araştırmış, ortak özelliklerinin ciddi ve sistemli şekilde günlük tutmak olduğunu belirlemiştir. Ayrıca, Thomas Edison’un hayatı boyunca kişisel notlarından, mektup ve düşüncelerinden oluşan yüzlerce günlüğe toplamda 3 milyon sayfayı bulan yazı yazdığını da unutmayalım. 

3- Öğrenebildiğiniz kadar çok şey öğrenin: Ne kadar çok şey öğrenirsek beyniınizde o kadar çok sinirsel bağlantı oluşur. Zeki kişi, beyninde diğerlerinden daha fazla sinirsel bağlantı olan kişidir Beynimiz dıştan gelen uyarılara cevap verdiği sürece yeni bağlantılar oluşturur. Ne kadar çok ve kompilike uyarana maruz kalırsak, zeka düzeyiniz o kadar artar.

4.Hızlı okuma yöntemlerini öğrenin:Hızlı okuma ile kısa zamanda daha çok şey öğrenebilir, öğrendiklerinizi daha uzun süre aklınızda tutabilirsiniz.

5- Kısa molalar verin: 20 dakikalik bir çalışmanın ardından kısa bir süre mola verin. İlk başta ve en sonda okuduğumuz ve öğrendiğimiz şeyleri daha iyi hatirlarız, ikisinin arasında öğrendiklerimiz de kolayca zihnimizden uçar gider Aradaki bu süreyi azaltmak için sık molalar verin.

6- Hatırlamak için kısaltmalar kullanın: Kelimelerin ilk harflerini kullanıp bunlardan anlamlı birer bütün oluşturarak bazı bilgileri daha iyi hatırlarız. Okul yıllarımızda sert sessiz harfleri ezberlerken “Rstıkçı, şahap, çift, haseki, paşa” kelimeleri çok işimize yaramıştı. Bu kelimelerin sessiz harfleri Türkçedeki sert sessizleri oluşturuyordu.

7- Kahvaltıyi. atlamayın: Iyi bir kahvaltının konsantrasyon gücü, problem çözme becerisi, zihinsel performans, hafıza ve ruhsal duruma pozitif etki ettiği ispatlanmış durumda. Glikoz, beynin başlıca eneıji kaynağı. Kahvaltı da, gündüz 8-12 saatleri arasmda kullanılmak üzere vücudun glikoz depolama zamanıdır.

8- Meditasyon yapın: Nöropsikologlar, meditasyonun beyin yapısını değiştirdiğini belirtiyorlar. Uzun süredir meditasyon yapanların beyinlerinin MRİ görüntülerin- de, beynin elektriksel aktiviteleninin daha hızlı olduğu saptandı. Aynca, MRİ taraması sırasında ortama katılan rahatsız edici gürültülerden, meditasyon yapanların beyinlerindeki duygu ve karar almayla ilgili bölümlerin yapmayanlara göre çok daha az etkilendiği ortaya çıktı.

9- Şekerden uzak durun: Makarna, şeker, beyaz ekmek, patates kizartması gibi karbonhidrat içeren gıdaların aşırı tüketimi sizi yorgun düşürür ve uykunuzu getirir; dolayısıyla konsantre olamaz, net biçimde düşünemezsiniz. Bunun nedeni, kan dolaşımına katılan şekere karşı oluşan insülin artışıdır.

10- Duygusal zekanızı geliştirin: Yıllardır akıl yürütme, matematik becerileri, uzamsal beceriler, analojileri kavrama ve sözel beceriler gibi zekanın farklı alanları üzerinde araştırmalar yapılıyor. Ancak son yıllarda özellikle Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka isimli kitabının yayınlamasıyla birlikte pek çok kişi başarıyı engelleyen iletişim, davranış, duygu ve düşünce sistemleri üzerine kafa yormaya başladı. Böylece, duygusal zeka, matematiksel zeka dışındaki beceri ve yetenekler imizi avantaja çevirme yolunda bir meta-beceri olarak ele alınmaya başlandı.

11- Bekleme sürelerini iyi değerlendirin: Dişçide sıranızı beklerken ya da otobüs durağındayken bulmaca veya cep kitapçığı şeklinde tasarlanmış zeka soruları çözebilirsiniz.

12- Fiziksel egzersiz yapın: Kalp atışlarınızı hızlandırarak hafıza kaybını önlemek, zeka düzeyinizi artırmak ve daha iyi hissetmek mümkün. Aerobik, pilates gibi vücut egzersizleninin beynin doruk performansa ulaşmasına yardımcı olduğu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır.

13- Tüm duyularınızı kullanım Araştırmalar gösteriyor ki farklı duyularımızı birbiriyle bağlantılandırdığımızda beynimiz daha iyi öğreniyor. Görüntüler, sesler, dokunsal tepkiler, mekansal oryantasyon, hatta koku ve tat duyuları kullanıldığında daha etkili öğreniyoruz ve öğrendiklerimizi kolay kolay unutmuyoruz. Diyelim ki çocuğunuza “ensek” sözcüğünün anlamını öğretmek istiyorsunuz. Sadece onun anlayacağı kelimelerle açıklamada bulunmak dışmda eline bir lastik verip çekip gevşetmesini isteyin. Çocuğunuz bunu denerken “esnek” sözcüğünü tekrarlayın. Böylece çocuğunuz hem dokunarak, hem görerek, hemde işiterek öğrenmiş olacak, bu bilgi beynine sıkı sıkıya yerleşecektir.

14- Alfa dalgalarınızı harekete geçirin: Araştırmacılara kulak verirsek, en iyi öğrenme, beynimizin rahat ve dingin, ancak dikkatli ve bilinçli oldugü dönemde gerçekleşiyor. Bu süreçte beyin dalgalarımız saniyede 8-12 devir yapıyor ve bu döneme “alfa durumu” deniyor. Beyninizi bu boyuta taşımak için Barok müzik dinleyebilirsiniz. Orneğin Vivaldi’nin “4 Mevsimi ve Pachelbel’in “Kanon “u beyin dalgalarımızı alfa düzeyine gelecek şekilde senkronize ediyor.

15- Antioksidan yüklenin: Antioksidanlar, beyin hücreleriniz dahil, tüm hücrelerinizi korur. Antioksidan açısından zengin bazı besinler şunlardır: Kuru erik, kuru üzüm, ahududu, frambuaz, böğürtlen, çilek, sarımsak ve ıspanak.

ECKHART HANDLER süper beyin dergisinden alınmıştır.